Genel

Deprem değil katliam! UNUTMA! AFFETME!

Depremin üzerinden bir ayı aşkın zaman geçti, ama ne depremzedelerin hayati sorunları çözüldü, ne de acılarını dindirecek bir yaklaşım sergilendi… Halen yalan-dolan, halen sahtekarlık, yolsuzluk, saldırganlık… Depremde kaybettiklerinin acısıyla konuşan halkı gülerek dinleyen, “devlet nerede” diyenlere saldıran, halktan herşeyi sineye çekip şükretmesini isteyen bir devlet var! Depremzedelerin isyanına “şov” diyen, yardım kuruluşlarının parayla çadır satmasını normalleştiren, hemen yeni binalar dikmeye, …

Devamını oku

Akşener’in çıkışı ve yaklaşan seçimler

Yıllardır kitleleri bağladıkları seçimler, yeni bir gelişme olmazsa, 14 Mayıs’ta yapılacak. Deprem sonrası Bülent Arınç tarafından seçimlerin bir yıl ertelenmesi gündeme getirilse de, tepkiler üzerine geri çekildi. AKP-MHP bloku Arınç üzerinden böyle bir yoklama çekti. Anayasada sadece savaş durumunda seçimlerin ertelenmesi sözkonusu iken, depremin savaş gibi ele alınması, muhalefetin sert duvarına çarptı. Fakat halen YSK eliyle seçimlerin ertelenme ihtimali -az …

Devamını oku

Şimdi ne yapacağız?

Depremde kayıplarımız resmi rakamlara göre 50 bine yaklaşıyor. “Kimliği tespit edilemeyenlerin” bu rakama dahil edilmediğini doğrudan devlet açıkladı. Keza depremin ilk günü insanların kendi çabalarıyla enkazdan çıkarıp, en hızlı biçimde gömdükleri yakınları dahil değil bu sayıya. Dışarıda sağ kalan akrabası olmadığı için peşine düşülmeyen, enkazla birlikte cenazesi de molozların arasında yokedilenler de… Böyle bakıldığında gerçekte ölümlerin yüz binin çok üzerinde …

Devamını oku

“Bir ay geçti. Ne zaman döneceksiniz?”

“Tarihi meclis binası yok, künefeciler meydanı yok, yürüdüğüm sokaklar yok, şehir yok” diye ağlıyordu yanımdaki. Depremin beşinci gününde terkettiği Antakya’ya on gün sonra döndüğünde, “beni şehrin içinden geçirir misin” demişti. Yolumuzu uzatıp enkaz kaldırma çalışmalarının devam ettiği Atatürk Caddesi’ne sürmüştüm arabayı. “Senin arkadaşının işyeri neredeydi” diyorum. Bir öne baktı, bir arkaya “burası neresi” diye sordu. O kadar çok binanın enkazı …

Devamını oku

Gazi sadece bir “anma” değil, “direniş”tir!

Gazi 12 Mart Platformu 11 Mart akşamı Gazi Cemevi’nde bir panel düzenledi. Panele konuşmacı olarak PDD adına Gülümser Seyitcemaloğlu katıldı. Diğer panelistler, EMEP GYK üyesi Nuray Sancar, HDP Danışma Kurulu üyesi Veli Büyükşahin, Gazi şehidi Sezgin Engin’in abisi Ergin Engin oldu. Gülümser Seyitcemaloğlu’nun paneldeki konuşmasını kısaltarak yayınlıyoruz: Gazi’nin iki yüzü var. Bir yüzü katliam! Ama bir de direniş yüzü var! …

Devamını oku

Gazi Direnişi 28. Yılında!

Gazi Direnişi’nin 28. yılında panel, yürüyüş ve mezarlık anması yapıldı. Proleter Devrimci Duruş’un bileşenlerinden olduğu 12 Mart Platformu, eyleme çağrı için günler öncesinden çalışmalara başladı. Bildiri dağıtımları ve ajitasyon konuşmaları yaptılar. PDD okurları da İstanbul’da semtlere Gazi Direnişi’nin afişlerini yaptı. 12 Mart günü sabahın erken saatlerinde yoğun polis ablukasına rağmen kitle Gazi Cemevi önünde toplandı. Gazi Mahallesi inanç kurumları, şehit …

Devamını oku

Sadece “dayanışma” değil, uzun soluklu ve etkili bir mücadele gerekiyor!

Hatay’da 15 gün boyunca dayanışma faaliyeti yürüten PDD çalışanı Gülümser Seyitcemaloğlu ile, depremin 20. günü Artı Gerçek internet sitesi için Esra Çiftçi ile yapılan ve kısaltılarak yayınlanan röportajın tamamını yayınlıyoruz. * * * ‘99 depremini yaşamış biri olarak kıyaslamak gerekirse, İstanbul ve İzmit’ten çok daha büyük bir yıkım ile karşı karşıya olduğumuzu söyleyebilirim. O zaman, deprem asıl olarak belli bölgeleri …

Devamını oku

Depremde işçi sendikalarının tutumu

İşçi sendikaları, bu deprem sürecinde doğru düzgün bir çalışma yürütmediler. Bırakalım eyleme geçmeyi, bir açıklama dahi yapmadılar. Erzak dayanışması bile göstermelik olmanın ötesine geçmedi. Deprem bölgesinde işçi sendikalarının bir çadırı yoktu mesela. Devrimci-demokrat kurumlar, siyasi partiler, yöresel dernekler deprem bölgesine gitme yönünde seferber olurken, işçi sendikaları böyle bir tavır içinde olmadılar. Sendika binalarında eşya-erzak toplandığı görülmedi. Dahası, barınma sorunu yaşayan …

Devamını oku

Yapı yükseliyor…

Deprem haberi çığ gibi düştü üzerimize. Yüzbinlerce bina yıkılmıştı. Bir taraftan kar ve soğuk… Üzerinde tonlarca enkaz, yanı başında en sevdiklerinin imdat sesleri, cansız bedenleri… Tarifi imkansız acılar… İlk şoku atlatıp yardım organizasyonlarına başlıyoruz. Bu konuda şaşırtıcı bir duyarlılık çarpıyor gözüme. Toplumun dağınıklığı, “her koyun kendi bacağından asılır” bireyciliği bir yana gitmiş, hiç “umulmayacak” insanlar canhıraş bir çabaya girmişti. Yardım …

Devamını oku