Proleter Kültür

Sokakta, işyerinde, okulda GERİCİ-FAŞİST CENDEREYİ PARÇALA

Gericiliğin insan yaşamına, özellikle de kadına yasaklarda ve baskısında sınır yok. Kürtaj, sezaryan, üç çocuk dayatması derken, sıra kız-erkek karma öğretime ve yurtlara, evlere kadar geldi. Bu öğretim yılının başında karma yurtlar, kız-erkek olarak ayrıldı, ardından “öğrenci evleri”nin kızlı-erkekli oluşuna müdahale edileceği, bunun için gerekli yasal düzenleme yapılacağı bizzat Başbakan tarafından ifade edildi. “Özel hayata müdahale”nin bu en uç haline, …

Devamını oku

Yılmaz Güney Paris’te anıldı

Devrimci sanatçı Yılmaz Güney, 8 Eylül 2013 tarihinde Paris’te bulunan tarihi anıt mezar Pere Lachaise’deki kabri başında anıldı. Anma kitle örgütlerinin çağrısıyla gerçekleştirildi. Anmaya, PDD okurları olarak, üzerinde “Yılmaz Güney Ölümsüzdür” yazan bir buketle katıldık. Anma’da okunan bildiride Yılmaz Güney’in devrimci kişiliği ve sanatı anlatıldı. Ayrıca Gezi eylemlilikleri ve Suriye’deki savaş da işleniyordu. Kitlelerin böylesi eylemliliklere daha fazla katılım göstermesinin …

Devamını oku

Fatih Öktülmüş Kültürevi’nde etkinlik

Adana’da Fatih Öktülmüş Kültürevi’nde “Şehitlerimize ve Tutsaklarımıza Sahip Çıkalım” etkinliği yapıldı. 29 Eylül 2013 günü yapılan etkinlik, şehitler için bir dakikalık saygı duruşu ile başladı. Ardından “Ali İsmail Korkmaz Halk Komitesi”nin bir üyesi konuşma yaptı. Konuşmada Haziran Direnişi’nin anlamı üzerine vurgu yapıldıktan sonra, “şehitlerine ve tutsaklarına sahip çıkmayanlar geleceği kuramazlar” dendi. Direnişte şehit düşenler anlatıldı ve katillerinden hesap sormak için …

Devamını oku

Mizah direnme gücüdür

31 Mayıs günü patlak veren Haziran Ayaklanması sürecinde en çok konuşulan konulardan biri de “gençlerin mizah gücü” idi. Vahşetin tam da ortasında, yağan gaz fişeklerinin, ölümcül gaz bulutunun, tomaların, panzerlerin içinde… “inanılmaz” bir biçimde mizah yapılıyordu. Hem de en güçlü, en pervasız, en “orantısız” dozda! Bu durum, hem direnişin meşruiyetini artırıyor, hem de kitleler nezdinde “sıcak” yönünü oluşturuyordu. Ancak gençlerin …

Devamını oku

Köklerimiz toprakta TARİHTEN GELİYORUZ!

Tarih bilimi, egemen sınıflarla ezilen-sömürülen sınıfların arasında süregelen mücadelenin önemli bir parçası olmuştur. Egemenler, ya tarihi yok saymış, ya da tarihsel olayları birbirinin tekrarı, “döngüsel bir hareket” olarak açıklayıp, kitlelerin bilincini çarpıtmıştır. Elbette bunu bilinçli bir şekilde, bir amaç doğrultusunda yapmışlardır. Aksi halde tarihi nesnel olarak kavrayan, ondan ders çıkaran kitleler, varolan düzeni sorgulayacak, ona karşı mücadeleye girişeceklerdir. Bunu çok …

Devamını oku

“İşkencede direnmek, insana büyük bir güç veriyor”

  Türkiye’nin en uzun süre hapis yatan siyasi tutsaklarından Nevin Berktaş, mücadelesini, direndiği işkenceleri, cezaevi yıllarını ve yasaklanan kitaplarını “Türkiye’den Şiddet Hikayeleri” adlı dergiye anlattı. Cankız Çevik ve Doğu Eroğlu’nun gerçekleştirdiği röportajın bazı bölümlerini kısaltarak yayınlıyoruz.     Devrimci düşüncelerle çok genç bir yaşta tanıştım. Sömürüsüz, savaşsız, insanların mutlu ve onurlu yaşayabileceği, ihtiyaçlarının karşılanabileceği farklı bir dünya istiyordum ve bu …

Devamını oku

YÖK protesto edildi

YÖK protesto edildi YÖK’ün kuruluşunun 31. Yılında, İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Mersin, Bursa, Malatya, Kocaeli, Çanakkale, Dersim, Samsun, Trabzon, Sakarya, Afyon, Diyarbakır’da eylemler yapıldı. İzmir ve Kocaeli’de eylemlere polisler saldırırken, onlarca öğrenci gözaltına alındı. Özel ve vakıf üniversitelerinin çığ gibi büyüdüğü, eğitimin daha gerici ve ezberci bir hale getirildiği bir dönemde 6 Kasım protestolarının önemli olması kaçınılmazdı. Ancak bu yılki …

Devamını oku

“Travma”lar için“rehabilitasyon”, MÜCADELEDİR

Son yıllarda “travma” ve “rehabilitasyon” kelimeleri oldukça yaygın biçimde kullanılmaya başlandı. İlk olarak ’99 depreminin ardından gündemimize girmişti; arkasından, 19 Aralık katliamını yaşamış tutsaklardan, en sevdiği oyuncağı kırılan çocuklara, Dersim katliamında sağ kalanlardan, üniversite sınavını kazanamayan gençlere, şiddet gören kadınlardan, polis saldırısına uğrayan memurlara, işkence gören-uzun süre hapis yatan devrimcilerden, sevgilisi tarafından terkedilen ergenlere kadar çok geniş bir yelpazedeki toplumsal …

Devamını oku

Aktivist değil örgütçü!

“Aktivist” kavramı, Türkiye Devrimci Hareketinin son on yılında kullanılmaya başlayan ve giderek benimsenen, yaygınlaşan bir kavram oldu. “Bizim” tasfiyecilerden başlayıp “Atılım” çizgisine ve diğer devrimci hareketlere sirayet eden bu kavram, altında yatan zihniyetin pek sorgulanmadığı, üzerinde fazla düşünülmeyen bir kullanma biçimini aldı. Bu kavramı ilk kullananlar, son derece ‘iyi niyetli’ bir görüntü içindeydi. Adeta, ‘örgütçü’ kelimesinin daha ‘modern’, daha ‘anlaşılır’ …

Devamını oku