Etiket arşivi

Yerel seçimler tablosu: Çare sandıkta değil, mücadelede!

Yerel seçimlere bir aydan az bir zaman kaldı. Partilerin adayları, ittifakları belli oldu. Düzen partilerinin yanı sıra reformist partilerin ve devrimci kurumların da tavırları netleşti. Son anda değişiklik olmazsa verili durum üzerinden seçimlere gidilecek. Muhalefet bu kez parçalı durumda. “6’lı masa” veya “millet ittifakı” çoktan dağıldı. Her parti kendi adayı ile yerel seçimlere katılma kararı aldı. “Cumhur ittifakı” ise YRP …

Devamını oku

Seçimlerde yenilen burjuva muhalefetidir

pdd-arka-logo-1

  Sendika org. sitesinde “sosyalist hareket, özeleştiri ve yeniden inşa” başlığıyla yayınlanan dosyada, son seçimlerde “sol”un yenilgisi ve bundan sonra ne yapması gerektiği üzerine çeşitli kurum ve kişilerin yazıları yer aldı. Biz de bu dosya kapsamında görüşlerimizi ifade ettik. Proleter Devrimci Duruş olarak gönderdiğimiz yazıyı yayınlıyoruz.     Sosyalist hareket açısından yenilgiyi nasıl tanımlamalı, nerede aramalı? Neyin özeleştirisi verilmeli, nasıl …

Devamını oku

Muhalefetin seçim yenilgisinin nedenleri

Erdoğan’ın yine kazanması üzerinden, umudunu bu seçimlere bağlamış olan bütün muhalif kesimler bir muhasebe yapıyorlar. Biz seçimlerin kitleleri sisteme bağlamak için kullanılan bir araç olduğunu, sorunların çözümünün sandığa atılacak bir oyla değil, sınıf mücadelesinin yükselmesiyle gerçekleşeceğini çeşitli biçimlerde ifade ettik. Bu nedenle seçimin de, aldıkları yenilginin de tarafı değiliz. Ancak seçim sonuçları bizi de ilgilendiriyor ve ayrıntılı bir değerlendirmeyi gerekli …

Devamını oku

Reformizmin klişe 1 Mayıs argümanları

Hemen her 1 Mayıs öncesinde devrimci, demokrat kurumlar ve sendikalar arasında 1 Mayıs’ın nerede kutlanacağı tartışma konusu olur. Taksim Meydanı bu tartışmaların odağına oturur. Taksim’in 1 Mayıs’lara yasaklandığı dönemden bu yana “alan” tartışması süregelmektedir. İlk olarak 1979 yılında sıkıyönetim koşullarında 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanması yasaklandı. Ardından 12 Eylül 1980 darbesiyle sadece Taksim değil, genel olarak 1 Mayıs kutlamaları yasaklı hale …

Devamını oku

Yeni bir turnusol: HELALLEŞME-HESAPLAŞMA

Kılıçdaroğlu’nun “bizim de hatalarımız oldu, üzdüğümüz-kırdığımız kesimlerle helalleşme yolculuğuna çıkacağım” mealindeki konuşması, helalleşme-hesaplaşma tartışmasını beraberinde getirdi. Bu konuşmasından dolayı Kılıçdaroğlu’nu kutlayanlar bile oldu. Karşı çıkanlar ise kendi içinde farklılaştı. “Helalleşme”nin dini bir kavram olmasından hareketle “dili”ni eleştirenlerden, “CHP’yi hatalı göstermeye hakkı olmadığı”nı ileri sürenlere kadar, her kesim kendi siyasi duruşuna göre yorumlarda bulundu. İçlerinde devrimcilerin de bulunduğu önemli bir kesim …

Devamını oku

Davamıza, halkımıza, kendimize güvenelim! BİZ KAZANACAĞIZ! DEVRİM KAZANACAK!

Korona günlerinde 1 Mayıs’ı kutladık. Devletin sokağa çıkma yasağına, işbirlikçi-uzlaşmacı sendikaların protokol sınırına, reformizmin evlere hapsetme çabasına rağmen, 1 Mayıs yine sokakta, meydanlarda, işçi havzalarında, emekçi semtlerde kutlandı. “Her koşul altında 1 Mayıs kutlanmalı” dedik ve başardık. 1 Mayıs, sadece işçi ve emekçilerin değil, ezilen-sömürülen tüm kesimlerin sahiplendiği bir gündü ve yüzyılı aşkın süredir -koşullar her ne olursa olsun- kutlamışlardı. …

Devamını oku

ÖDP’den Sol Parti’ye…

ÖDP, 21 Aralık’ta Olağanüstü Kongre’ye giderek ismini “Sol Parti” olarak değiştirdi. Bu değişikliğin isimle sınırlı kalmayacağını, önümüzdeki aylarda tüzük ve program değişikliğine gideceklerini duyurdular. Ve bir kez daha birlik çağrılarıyla işe başladılar. Elbette bu değişikliğin hangi ihtiyacın ürünü olarak ortaya çıktığı meselenin bam telini oluşturuyor. Üstelik bu değişiklik, “olağanüstü” bir kongre ile yapılıyorsa… Yani bir şeye yetişme-yetiştirme çabası görülüyorsa… ÖDP …

Devamını oku

Devrimci-demokrat adaylar üzerine…

pdd-arka-logo-1

Son yıllarda tasfiyecilik ve reformizmin etkisiyle parlamentarist eğilimler güç kazanmış ve her ne olursa olsun seçimlere katılmak, bir partiyi veya adayı desteklemek zorunluymuş gibi ele alınmıştır. Seçim çalışması, bir parti ya da adayın desteklenmesine indirgenmiş, bunun dışındaki tutumlar “apolitik”likle damgalanmıştır. Yani politika yapmak, düzen sınırları içindeki mücadeleyle (onun da en dar hali seçimlerle) özdeşleşmiş ve adeta oraya hapsolunmuştur. Her şeyin …

Devamını oku

Yerel seçimler yaklaşırken…

pdd-arka-logo-1

Yerel seçimlerin tarihi yaklaştıkça, siyasi partilerin seçim hazırlıkları da yoğunlaştı. Başta büyükşehirler olmak üzere adaylar önemli oranda belirlenmiş durumda. Eskilerin deyimiyle “seçim sathı mahali”ne girilmiş oldu. Esasında bu “mahal”den bir türlü çıkılamıyor. AKP dönemi kadar sandığın bu kadar sık kurulduğu bir dönem olmamıştır herhalde. Yılda iki kere seçim yapıldığı bile oldu. Ne kadar anti-demokratik uygulama, ne kadar keyfiyet, yasa tanımazlık …

Devamını oku

“Tek adam rejimi” FAŞİZMDİR- 3

pdd-arka-logo-1

Önceki bölümde, egemen sınıfların “olağanüstü yönetim biçimleri”ne neden ihtiyaç duyduğunu ortaya koyduktan sonra, bunun tarihteki örneklerini (Sezarizm, Bonapartizm) ve bunlar arasındaki farkları sergilemiştik. Kapitalizmin emperyalizm aşamasıyla birlikte “olağanüstü yönetim” biçimi olarak faşizm öne çıktı. Bir başka ifadeyle burjuvazinin sıkıştığı noktalarda başvurduğu yönetim tarzı, faşizm oldu. O, Lenin’in tanımladığı şekliyle “emperyalizm ve proleter devrimler çağı”nın ürünüdür. Yani önceki dönemlerden -niteliksel olarak …

Devamını oku