Proleter Kültür

Edebiyatın çınarı Yaşar Kemal’i kaybettik

yasar-kemal

Edebiyatın büyük ustası Yaşar Kemal, 28 Şubat’ta aramızdan ayrıldı. Yaklaşık bir aydır İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi’nde yoğun bakımda tutuluyordu. Doktorlar, Yaşar Kemal’in “çoklu organ yetmezliği” nedeniyle yaşamını yitirdiğini açıkladılar. Asıl adı Kemal Sadık Gökçeli olan Yaşar Kemal, 1923 yılında Van Gölü’ne yakın Muradiye ilçesine bağlı Ernis köyünde doğdu. Türkmen köyünde tek Kürt ailenin çocuğu olarak doğup büyümüştü. Evde …

Devamını oku

Seçimler yaklaşırken…

pdd-arka-logo-1

Genel seçimlerin resmi olarak 2015 yılının Haziran ayında yapılması gerekiyor. Ancak AKP’nin seçimleri erkene çekme hazırlıkları olduğu söyleniyor. Bunun bir nedeni, bu yıl Ermeni soykırımının 100. yılı olması nedeniyle protestoların çok daha güçlü bir şekilde yapılması ve uluslararası düzeyde Türkiye’yi sıkıştıracak olmasıdır. Diğeri ise, Kürt sorununun Kobane ile birlikte dünya ölçeğinde artan meşruluğu ve Kürt hareketinin buradan aldığı güçle AKP’yi …

Devamını oku

İŞÇİ ÖNDERİ ASLAN GÜMÜŞBOĞA SEN RAHAT UYU…

aslan-gumusboga

Aslan’la tanışmamız ‘90’lı yıllara rastlar… Oturduğu yerde duramayan enerjik, çevik, tezcanlı yapısı ile diğer işçilerin içinden ayrışan ve fark edilen biriydi. Bir dönem çalışmış olduğu İstanbul-Şişli Belediyesi’nde öncü bir işçiydi. Temsilciliğini yaptığı işçilerle bağlı bulunduğu Belediye-İş Anadolu Yakası Şubesi’nde çalıştı. Bir yandan patronlarla boğuşurken bir yandan da reformist sendika ağalarına karşı amansız mücadelesi yıllarca sürdü. Başta Şişli Belediyesi işyeri direnişleri …

Devamını oku

9 Eylül 1984- Yılmaz Güney yaşamını yitirdi

Türkiye Devrimci Hareketi’nin ender sanatçılardan biridir Yılmaz Güney. Sinema salonlarında bilet satışıyla başlayan sanat hayatı, Fransa’da Cannes film festivalinde taçlandırılan bir başarıya dönüşmüştür. Kendi deyimiyle “sanatı bir silah gibi” kullandı. “Devrimci sanat, toplumsal, siyasal, kültürel değişimleri ve kavgayı, hem tanık olarak anlatan, hem de onu etkileyen sanattır. Sadece tanık olmak, izlemek ve yansıtmak yeterli değildir, aynı zamanda bu süreci etkileyen …

Devamını oku

Fatih’ten Osman’a uzanan gelenek “Ölebiliriz ama BİZ KAZANACAĞIZ!”

osman-akgun-ayakta

1965 yılında Rize’nin Kalkandere ilçesinin Fındıklı köyünde hayata gözlerini açtı. İlk ve ortaokulu Şirinevler’de, liseyi ise Kocasinan’da tamamladı. ’80 öncesi yıllarda lisede mücadeleyle tanıştı. Kocasinan Lisesi’nde okurken mücadeleye atılmıştı Osman. Henüz genç bir antifaşist militan iken, 12 Eylül cuntasının gelmesiyle birlikte, tasfiyeciliğin batağına saplanan insanları mücadele etmeleri için zorladı. İhtilalci komünistlerle tanışana kadar kendini ve yakın çevresinin devrimci yapısını korumayı …

Devamını oku

Okmeydanı’nda Devletin Provakasyonu

  Okmeydanı, 22-23 Mayıs günleri, bir kez daha polis vahşetiyle karşı karşıya kaldı. İki kişi, Uğur Kurt ve Ayhan Yıldız, polisin kurşunu ve gaz bombası ile yaşamını yitirdi. Bu kişilerin Alevi olması ve Uğur Kurt’un Cemevi’nde iken hedef alınarak vurulması, devletin bir provokasyon girişimiydi. Alevi inancından insanların oturduğu ve devrimci örgütlerin faaliyetlerinin yoğun olarak yapıldığı Okmeydanı, devletin hedef seçtiği semtlerin …

Devamını oku

3 Haziran 1963- Nazım Hikmet öldü

Nazım Hikmet, genç bir devrimci olarak Sovyetler Birliği’ne ilk gittiğinde, orada gördüğü sosyalist insandan ve kültürel çalışmalardan çok etkilendi. Ülkesine geri döndükten sonra pekçok defalar soruşturmaya uğradı, yıllarca hapis yattı. Şiirlerinde toplumsal sorunları büyük bir coşku ve umutla işledi. Hapisteyken de üretmeye devam etti. Orhan Kemal ve İbrahim Balaban’ı hapiste tanıdı ve onların büyük sanatçılar olmasında önemli rol oynadı. Hapisten …

Devamını oku

Bir kitap: MAVİ DEFTER

mavi-defter-emmanuil-kazakevic-evrensel

1917 temmuz günleri. Sosyal-devrimciler ve Menşevikler yönetimindeki Sovyetler, iktidarı kaybetmiş, geçici hükümetin bir uzantısına dönüşmüştü. Geçici hükümet bir yandan emperyalist savaşı sürdürme politikası güdüyor bir yandan da devrimi silahsızlandırmak ve Bolşevik Partiyi ezmek için gerici bir saldırı furyası estiriyordu. Kızıl muhafızlar silahsızlandırılıyor, en devrimci birlikler cepheye sürülüyor, Bolşevik yayınlar kapatılıyordu. Lenin, “Alman casusluğu” ile suçlanıyor ve her yerde aranıyordu.  Devrim …

Devamını oku

Bir çürüme ve yozlaşma hastalığı Siyasi dedikoduculuk

Dedikoduculuk, genel olarak iyi karşılanmayan, hatta kınanan bir özelliktir. İnsanların özel hayatlarına dönük sırların merak edilmesi ve şurda-burda konuşulup çekiştirilmesi, kimse tarafından onaylanmaz. Ve daha çok işsiz-güçsüz kişilere, ev kadınlarına, kahve erkeklerine özgü bir özellik olarak bilinir. Ancak işin içine siyaset girince, dedikoduculuğun bu kötü yüzü, bu kadar açık olarak fark edilmez. Onun siyasal bir değerlendirme olduğu yanılsaması hakim olabilir. …

Devamını oku

Proleter kültür Proleter yaşam

Yayınevimiz tarafından Aralık 2013 tarihinde basılan Proleter Kültür Proleter Yaşam adlı kitabın Giriş bölümünü yayınlıyoruz. “İnsan” unsurunu dikkate almayan bir siyasetin başarıya ulaşması mümkün değildir. Ne kadar iyi düşünülmüş, ayrıntılı biçimde planlanmış, teknik altyapısı hazırlanmış, maddi koşulları oluşturulmuş olursa olsun, bir politikanın ya da basitçe herhangi bir işin hayata geçmesinin tek koşulu; buna uygun insanların-kadroların olmasıdır. En gelişkin makineler, düğmesine …

Devamını oku