Tarihimiz

Tarihsel günler nasıl ele alınmalı: ANMA MI, KUTLAMA MI?

İşçi ve emekçilerin, ezilen halkların çok büyük bedeller ödeyerek kazandığı haklar, kazanımlar vardır. Ve sonrasında bu günlerden bazıları “bayram” ya da “tatil” ilan edilerek, her yıl kutlanmaya başlanmıştır. Kimisi uluslararası bir gün haline gelmiştir, kimisi bölge halklarıyla, ya da bir ülke ile sınırlı olabilir. Bunların başında hiç kuşkusuz 1 Mayıs geliyor. Ardından 8 Mart’ı, Ekim Devrimi’ni, Paris Komünü’nü sıralayabiliriz. Bunlar …

Devamını oku

1 Mayıs nasıl kazanıldı?

Kapitalizm ortaya çıktığı andan itibaren işçileri (çocuk işçiler dahil) günde 16 saati aşan sürelerle çalıştırdı. İşçiler de çalışma sürelerinin kısaltılması talebiyle birçok eylem yaptılar. “8 saatlik işgünü” kavramı, ilk kez 1817 yılında İngiltere’de, ütopik sosyalist Robert Owen tarafından dile getirilmiştir. Owen’in, “8 saat çalışma, 8 saat eğlence ve 8 saat dinlenme” şeklinde oluşturduğu formül, hızla yaygınlaşıp bir slogana dönüşür. Hatta …

Devamını oku

Çalışarak yaşamak ya da savaşarak ölmek

İşsizliğin ebesi olan kapitalizm, ilk uç verdiği 17. yüzyıl başlarında işsizliği “suç” sayıyordu. Patronlar işçiden yoksun kalmamalıydı. Çıkarları, yüksek maliyetten kaçmak için el emeğinin çoğalmasından yanaydı çünkü. işçiler zorunlu çalışmaya mahkum edildi, emeğini sunmak zorunda bırakıldı. Bu ihtiyacı karşılayacak yasalar çıkardılar. O yıllarda Fransa’da çıkan bir yasa şöyleydi: “İşsiz güçsüz kimseler, serseriler ve yaşamlarını kazanmak için en ufak bir çaba …

Devamını oku

Gazi katliamının 24. yılında şehitler anıldı

Gazi Katliamı’nın ve buna karşı gelişen görkemli direnişin 24. yılında, Gazi Mahallesi’nde yürüyüş ve anma gerçekleştirildi. 11 Mart 1995’te devlet güçleri ve kontrgerilla tarafından kahvehanelerin taranmasıyla başlayan direniş, 15 Mart’a kadar sürmüş ve tüm İstanbul’u etkisi altına almıştı. Ümraniye de eylem alanına dönüşmüş, yapılan yürüyüşe polis ateş açmıştı. Gazi Mahallesi’nde kahvehanelerin taranmasına karşı halk sokaklara toplanmış, devrimcilerin önderliğinde barikatlar kurarak …

Devamını oku

“Kadınlar politikaya çekilmeksizin yığınlar politikaya katılamaz”

Bolşevizmde ve Rus Ekim Devrimi’nde başta gelen, temel olan şey, tam da kapitalizm koşullarında en çok ezilmiş olanların politikaya katılmalarıdır. Onlar, monarşi koşullarında da, burjuva demokratik cumhuriyetlerde de kapitalistlerce aşağılandılar, aldatıldılar ve soyuldular. Toprakta, fabrikada ve işletmede özel mülkiyet ayakta kaldığı sürece, halk emeğinin kapitalistlerce bu ezilmesi, bu aldatılması, bu soyulması kaçınılmazdı. Bolşevizmin özü, sovyet iktidarının özü, burjuva demokrasisinin yalanlarını …

Devamını oku

NEWROZ İSYANDIR! İsyan ateşini körükle!

21 Mart, gece ile gündüzün aynı saatlere eşleştiği, doğanın canlandığı, baharın müjdelendiği gündür. O yüzden de Ortadoğu halkları, bugünü “yeni gün” “New-roz” olarak adlandırmış ve çeşitli retoriklerle karşılamışlardır. Doğasal uyanışı toplumsal uyanışla da birleştiren mitolojik öyküler eklenmiştir sonra. Bunların içinde en çok bilineni, Demirci Kawa’dır. Efsaneye göre bir dağın başında zalim Dehak yaşamaktadır ve insan beynini başındaki yaralara sürerek hayatta …

Devamını oku

Geleceğimizin köprüsü tarihimiz

tarihimizson

2-7 Mart 1919- 3. Enternasyonal Kuruldu Lenin ve Stalin’in önderlik ettiği 3. Enternasyonal, Moskova’da beş gün süren Kuruluş Kongresi’nin ardından resmen kuruldu. Kuruluşunun ardından yayınlanan “manifesto”da, “nasıl ki I. Enternasyonal gelecekteki gelişmeyi öngörmüş ve onun yolunu göstermişse, nasıl II. Enternasyonal milyonlarca proleteri toplayıp örgütlemişse, III. Enternasyonal’de açık kitle eyleminin, devrimi gerçekleştirmenin Enternasyonal’i, eylemin Enternasyonal’i olacaktır” deniyordu.   5 Mart 1953 …

Devamını oku

“Viva la Comune!”

18 Mart 1871’de, Paris sokaklarını dolduran kitleler, “Viva la Comune” (Yaşasın Komün) haykırışıyla ilan etmişlerdi dünyaya ayaklanmayı. Marks, “Paris’i sarsan gökgürültüsü” olarak tanımlıyordu bu hareketi ve “göğün fethine kalkışan komünarlar” diyerek selamlıyordu. 1789 Fransız İhtilali, burjuvazinin iktidara yerleşmesini sağlamıştı. Ancak burjuvazinin iç çelişkileri ve halkın mücadelesi bitmedi. 1851’de Louis Bonapart (Napolyon’un yeğeni) bir hükümet darbesi ile II. İmparatorluk dönemini başlattı. …

Devamını oku

KOMÜN’DE KADINLAR

Paris Komünü’nde kadınların ayrı bir yeri vardır. Şehrin savunmasında önemli noktaları ateşe vermek için ellerinde gaz bidonlarıyla dolaşan “petrolcü kadınlar” direnişin sembolüydüler. Kadınlar barikatta son nefer, idam mangasına gülerek giden savaşçılar oldular. Komün’ün onlara verdiği özgürlük için ölümü seve seve kucakladılar. Ve bir Prusyalı gazeteciye, “iyi ki bütün savaşçılar kadınlardan oluşmuyordu” dedirttiler. Sadece savaşçı değil, aynı zamanda komutandılar. Hem savaşı …

Devamını oku

1979’dan 2019’a… Tohumdan çınara…

1979’un Şubat ayında bir tohum ekildi toprağa. Kışın ortasında ve birçok olumsuzluklar altında başarıldı bu. Normalde bu koşullarda yeşermesi çok zordu. Ancak tohum sağlamdı, içindeki canlanma dinamiği güçlüydü. Onun için kısa sürede topraktan boyunu uzattı, filize durdu. Ama daha başını uzatır uzatmaz, sağdan-soldan saldırı furyasıyla karşı karşıya kaldı. Onu daha kök salmadan koparmak istediler. Farklıydı çünkü. Koskoca tarlanın içinde fark …

Devamını oku