Etiket arşivi

Şimdi “Fransızca konuşma” zamanı

Marksist literatürde “Fransızca konuşmak”, eylemin diliyle konuşmak demektir. Lenin’in ifadesiyle; “ayağa kaldırıcı sloganlarla kitlelerin doğrudan mücadelesini, enerjisini artırmak ve çapını genişletmek”tir. Bu tanım Fransa’nın tarihine atıfla yapılıyor. 1789 Devrimi’nden Paris Komünü’ne büyük dönüşümlere imza atması, radikal ve kesin sonuçlara götüren eylemlere sahne olması, “Fransızca konuşmak” diye bir terimi üretmiş. “Fransızca konuşmak” yükseliş dönemine geçildiğinin işaretidir aynı zamanda. Tersten “Almanca konuşmak” …

Devamını oku

“Yeni sistem”de işçinin adı yok!

24 Haziran seçimlerinin ardından “yeni sistem”e geçildi. Bu “sistem”de sadece meclisin değil, hükümetin de bir önemi kalmadı. Zaten bakan sayısı 16’ya düşürüldü. Bakan yardımcıları bile Erdoğan tarafından atandı. Bakanların meclise ve birbirlerine karşı hiç bir yükümlülüğü yok. Her biri ayrı ayrı Erdoğan’a bağlanmış durumda. Bu haliyle “hükümet” ya da “Bakanlar Kurulu”ndan bahsetmek bile anlamsızlaşıyor. Ortadan kaldırılan “bakanlık”lardan biri de “Çalışma …

Devamını oku

1 MAYIS’TA TAKSİM’DEYİZ

SAVAŞA, FAŞİZME, KAPİTALİST SÖMÜRÜYE, OHAL’E KARŞI 1 MAYIS’TA TAKSİM’DEYİZ Dünya proletaryasının birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. Her 1 Mayıs’ta olduğu gibi bu 1 Mayıs’ta da işçiler, emekçiler, milyonlar halinde caddeleri, alanları dolduracak, insanlığın sınıfsız, sömürüsüz, sınırsız bir dünyaya duyduğu hasreti haykıracaklar. Bu 1 Mayıs’ta da dünya proletaryası bir kez daha sahip olduğu büyük gücü görecek, dünyanın …

Devamını oku

1 Mayıs’ın kökenleri

Bir işçi bayramı olarak “8 saatlik iş günü” talebini kullanma düşüncesi, ilk kez Avustralya’da doğdu. Avustralyalı işçiler, 1856’da bütün bir işgünü boyunca çalışmamaya ve o gün sekiz saatlik işgünü lehinde gösteriler yaparak, toplantılar ve eğlenceler düzenlemeye karar verdiler. Bu kutlamanın yapılacağı gün olarak da 21 Nisan tarihi saptandı. Avustralyalı işçiler bu kararı, yalnızca 1856’da uygulamaya niyetlenmişlerdi. Ama bu ilk kutlamanın …

Devamını oku

15-16 Haziran 1970- Yasaların sokaklarda yapıldığı günler

“16 Haziran yüzbin işçi yürüdü 16 Haziran genel direniş Burjuvaziye, tüm sömürüye Nasırlı ellerin yumruğu bugün!” Hakkında böyle marşların yazıldığı, Türkiye işçi sınıfının en büyük eylemidir 15-16 Haziran… 1970’in ekonomik kriz koşullarında işçiler, kitleler halinde Türk-İş’ten DİSK’e geçiyorlardı. Bu durum, sermayenin ve Türk-İş ağalarının paniğe kapılmasına yol açtı. DİSK’i fiilen kapatan, işçilerin sendika seçme özgürlüğünü yok eden ve sendikal hakları …

Devamını oku

Metal işkolunda TİS süreci yaklaşırken; “ŞEYTAN ÜÇGENİ” YİNE İŞ BAŞINDA!

patronlar-iscinin-sirtinda

150 bin işçiyi ilgilendiren MESS grup TİS süreci, Eylül ayında başlayacak. Öncesinde ise, Mayıs ayı içerisinde yetkili sendikalar belirlenecek. Yetki süreci yaklaştıkça, ilginç şeyler de yaşanıyor. Yakın zamana kadar birbirlerine hakaretler yağdıran Çelik-iş ve Türk Metal-iş sendikaları, birbiri lehine çekilmeye başladılar. 2015 yılında gerçekleşen “metal fırtınası” sırasında Türk Metal’den istifa ederek Çelik-iş’e geçen Kocaeli’de kurulu 600 işçinin çalıştığı Dytech fabrikasında, …

Devamını oku

İşçiler ve japon balıkları

japon-baligi

1 Mayıs denilince akla gelen kavramlar “birlik, dayanışma, mücadele”dir. Zaten 1 Mayıs, işçi sınıfının “uluslararası birlik, dayanışma mücadele günü” olarak kabul edilmiş ve bu şekilde kutlanmıştır. Bir gün bir sendikaya bir akvaryum hediye edilir. İçinde üç japon balığı vardır. İşçiler akvaryumu sendikanın baş köşesine yerleştirir ve balıkların adını koyarlar: “Birlik, Dayanışma, Mücadele.” Akvaryum, sendikanın en değerli varlığı olmuştur. Sendikayı açan …

Devamını oku

Üretimden gelen güç GREV

ses-grev

İşçi sınıfı doğduğu günden bu yana kendisini sömüren sermaye sınıfına karşı mücadele ediyor. Ve bu mücadelede çok çeşitli biçimleri kullandı, kullanıyor. Bunların içinde daha etkili ve vurucu olanı GREVdir. Çünkü grev, işçi sınıfının burjuvaziye karşı üretimden gelen gücünü kullandığı kolektif bir eylemdir. İşçilerin topluca iş bırakmalarına GREV denir. Yani şalterlerin inip, üretim ve hizmetlerin durması; işçi sınıfının, yaratan ve kahreden …

Devamını oku

OHAL’de işçi sınıfına saldırılar

insaat-iscisi

İşçi sınıfına dönük saldırılar OHAL’le birlikte iyice arttı. Bireysel Emeklilik Sigortası’na zorunlu kesintinin yasalaşması, “Varlık Fonu” adı altında sermayeye vergi indirimi, yeni özelleştirmeler, ÇED raporlarının rafa kaldırılmasıyla açılan rant alanları, “kiralık işçi”lik gibi, bugüne dek yükselen tepkilerle yapamadıkları saldırılarını üç ay içinde yasalaştırdılar. Şimdi de işçilerin “son kale” olarak nitelendirdikleri ve sendikaların “genel grev sebebi” adlettikleri kıdem tazminatını gaspetmeyi gündeme …

Devamını oku

Darbeler ve işçi sınıfı

15 Temmuz günü yaşanan askeri darbe girişimi, kısa sürede bastırıldı. Ardından AKP hükümeti, OHAL (Olağanüstü hal) ilan ederek sivil darbesini güçlendirmeye çalıştı, çalışıyor… Burjuva politikacılar, “Türkiye’de darbeler döneminin artık bittiğini” söyleyip duruyorlardı. 15 Temmuz, bunun büyük bir yalan olduğunu ortaya koydu. Türkiye darbeler ülkesidir. ‘60’lardan başlayarak günümüze neredeyse her 10 yıla sığdırılan darbeler süregelmiştir. Ve bu darbeler, hangi saiklerle yapılırsa …

Devamını oku