Etiket arşivi

Emekçi kadının sahiplendiği KAVGA YENİLMEZ!

kadin erkek elele

  Kölelik, feodalizm, kapitalizm… Bütün sınıflı toplumlar kadını, yani toplumun yarısını yok saydı. Çünkü egemenler, kendi hegemonyalarına son verecek sınıfın yarısını etkisizleştirmek istiyorlardı. Bütün devrimlerde önce kadını vurdular bu yüzden… Onun sahiplendiği kavgadan iki kez korktular. 1857’de fabrikalarında yakılan 129 kadın işçinin mirasını yok etmeye çalıştılar. Fakat bu miras, yüzyıllar geçmesine rağmen değişmedi, kuşaktan kuşağa, ülkeden ülkeye yayıldı. “Tek göğüslü”, …

Devamını oku

N.Ç.nin “rıza”sı!

Daha 13 yaşındayken 26 kişinin tecavüzüne uğrayan N.Ç.nin davası 10 yıldır sürüyor. 2002 yılında başlayan davada, Mardin 1. Ağır Ceza Mahkemesi, 24 sanığa alt sınırdan 5 yıl ceza vermiş ve iyi hal indirimiyle 4 yıl 2 aya indirmişti. Tecavüzlere aracılık eden 2 kadına ise, 9’ar yıl hapis cezası verilmişti. Bu karar, tecavüz edilen kız çocuğunun “kendi rızası” olduğu yorumuna dayalı, …

Devamını oku

Emekçiye tuzak, patronlara rant alanı BİREYSEL EMEKLİLİK SİGORTASI

2013 Ocak ayının ilk günlerinde basının karşısına geçen Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan, Bireysel Emeklilik Sigortası’nda (BES) yeni döneme geçtiklerini belirtti. Sağına, soluna patronları ve bürokratları alan Babacan, BES’te yaptıkları yeni düzenlemeye övgüler dizerek, herkesi BES’e katılmaya çağırdı. BES’e katılımı çoğaltmak için, yüzde 25 devlet katkısı yapacaklarını söyledi. Yeni düzenlemede basında, her ne kadar devletin yüzde 25 katkısı öne …

Devamını oku

Sakine’nin yaşamı, Kürt halkının özgürlük mücadelesidir

sakine

  “Ölüler güç ve bilgilerini beraberinde götürmez, yaşayanlara ilave eder”    Kızılderili Atasözü   Dört duvar arasına hapsedilmek, komünist ve devrimciler için her zaman önlerine çıkabilecek yeni bir mücadele alanıdır. Kimisi bu alanda kötü bir sınav verir ve mücadele azminde gedikler açılır, ya da büsbütün kırılır, yıkılır gider. Kimisi de, aksine daha kararlı ve bilenmiş olarak bu alanı, karşı silaha dönüştürüp …

Devamını oku

Gün, boş umutlara kapılma günü değil, Gün mücadele günüdür

Patriot füzeleri, Maraş ve Adana’dan sonra Antep’e de yerleştirildi. Ve patriotlarla birlikte, Başbakan Erdoğan’ın “NATO’nun toprakları” ilan ettiği Türkiye’ye, NATO’nun 1200 askeri daha geldi. Varolan ABD ve NATO askerlerine-silahlarına yenileri eklenerek, ülke tam anlamıyla emperyalistlerin savaş alanına çevrildi. Türkiye, başta Suriye olmak üzere Ortadoğu’da emperyalist savaşın merkezi üssü haline gelmiş durumda. Ülke bütçesinin ağırlıklı bir bölümü silahlanmaya ayrılıyor. Sözde bilim …

Devamını oku

Paylaşılmış topraklar yeniden paylaşılırken… Kriz, Savaş ve DEĞİŞEN DENGELER

  2001 yılında ABD’de gerçekleştirilen 11 Eylül saldırılarının ardından, emperyalistler arasında yeni bir “paylaşılmış toprakların yeniden paylaşılması” mücadelesi, başka bir deyişle, “imparatorluk” tahtına kimin oturacağına ilişkin bir hegemonya mücadelesi başlamıştır. Dünya tarihinde iki defa yaşanmış olan büyük paylaşım savaşlarının üçüncüsü, bu süreçle birlikte şekillenmiştir. Emperyalist paylaşım savaşları, biraz şekilci bir yaklaşımla, pek çok ülkenin fiili savaş durumunda olması olarak algılanmaktadır. …

Devamını oku

“Travma”lar için“rehabilitasyon”, MÜCADELEDİR

Son yıllarda “travma” ve “rehabilitasyon” kelimeleri oldukça yaygın biçimde kullanılmaya başlandı. İlk olarak ’99 depreminin ardından gündemimize girmişti; arkasından, 19 Aralık katliamını yaşamış tutsaklardan, en sevdiği oyuncağı kırılan çocuklara, Dersim katliamında sağ kalanlardan, üniversite sınavını kazanamayan gençlere, şiddet gören kadınlardan, polis saldırısına uğrayan memurlara, işkence gören-uzun süre hapis yatan devrimcilerden, sevgilisi tarafından terkedilen ergenlere kadar çok geniş bir yelpazedeki toplumsal …

Devamını oku

FAŞİZM ve KADIN

Başbakan Erdoğan, son olarak kürtaj ve sezaryan doğuma karşı olduğunu ilan ederek, kadınlarla ilgili bugüne dek sarf ettiği sözlerin uç noktalarına gelip dayandı. Daha önce de “kadınla erkeği eşit görmediğini” söylemiş, her vesileyle kadını aşağılayan sözler sarf etmişti. Bu, onun gerici ideolojisinin doğal bir sonucuydu aslında. Her ne kadar Erdoğan’a, liberaller ve reformistler tarafından “demokrat-değişimci” sıfatları verilmişse de, onun en …

Devamını oku